FRP üzerine bu zamanlarda yazılıp çizilen şeylerin sayısı epey artıyor. Meşhur Dungeons & Dragons‘ın sahibi olan Wizard of the Coast firmasının açıklamalarına göre de FRP oynayanların sayısı son zamanlarda epey artmış durumda. Öyle ya da böyle karşınıza bu tarz haberler çıktığını ve özellikle de fantastik kurgular ile ilgiliyseniz FRP oynayan pek çok kişiye ister istemez rastladığınızı düşünüyorum.
Öncelikle hiç bilmeyenler için açıklayalım: FRP nedir? FRP, fantasy role-play demek. Fantastik evrenler ya da konular üzerinden oynanan rol yapma oyunu yani. Bu yüzden RPG demek de yanlış olmaz, temelde RPG’dir çünkü. Bunun pek çok çeşidi vardır. Forumlarda karşılıklı yazılar yazarak da oynanabilir, masa başında karşılıklı doğaçlama tiyatro misali de oynanabilir. İşin iyi tarafı ise FRP yapmak için pek bir para harcamanıza da gerek yok. Bunun yerine tek bir şeye ihtiyacınız var: Hayal gücünüze.

Ben 2016’dan beri masa başında FRP oynayan biriyim. En çok da Dungeons & Dragons sistemini oynadım. Masa başından önce de İnternet ortamlarında (forumlarda ve özellikle de Facebook gruplarında) epey role-play denen kavramla içli dışlı oldum. Star Wars ve Game of Thrones gibi serilerin oyunlarına daldım. Senelerce arkadaşlarımla Stannis Baratheon gibi karakterlerin rollerini yaptım. Bir yerden sonra masa başında, zarları ellerimizle sallayarak oynama fikri daha cazip geldi. Böylelikle hep merak ettiğim D&D ile tanışma fırsatı buldum. Bu işin piri olduğumu iddia edemem ama FRP ile çok içli dışlı olduğum için izlenimlerimi ve fikirlerimi sizle paylaşmak istedim.
Burada diğer sistemleri anlatmak ya da kurallardan bahsetmek için bulunmuyorum. Genel olarak ne işe yaradığından bahsetmek ve nasıl bir şey olduğunu anlatmak istiyorum. Pek çok kişiye, saatlerce toplanıp oyun oynama fikri garip gelse de bu algı artık yavaş yavaş kayboluyor. Örneğin eskiden düşman olarak görülen video oyunları, şu an bizden önceki neslin eline Candy Crush ya da Subway Surfers gibi oyunlar şeklinde geçiyor. “Oyun oynama” yani günümüzde daha popüler olan haliyle “gaming” konseptini biraz daha anlamaya başladıklarını görüyoruz büyüklerin.
Bugünkü bilgisayar oyunlarında dahi FRP’nin etkisini görmek mümkün. Özellikle RPG oyunlarının bir kısmı içerisinde, siz fark etseniz de etmeseniz de, zar atma olayını kullanıyor. Bazı saldırılarınızın tutup tutmaması ya da kritik atma şansınızın artması gibi şeyler tamamen olasılıklarla ve FRP’nin ruhunda yatan o kaotik sistemle alakalı. Zar atmaya neden ihtiyaç duyuyoruz? Biri bir şey yapmak istediğinde (büyük bir taşı kaldırmak, güçlü bir büyü yapmak ya da basitçe saldırmak gibi) bunun başarılı olup olmayacağına kader karar versin diye. Bu da hem bugünkü bilgisayar oyunlarının ruhuna katkı sağlıyor hem de her şeye oyuncuların ve oyunların yöneticisinin karar vermesine engel oluyor.

FRP’nin özünde, bir karakterin rolünü benimsemek ve ona göre rol yapmak yatıyor. İster karakteri kendiniz yaratın isterseniz de halihazırda olan bir karakteri kullanın. Genelde oyunu yöneten bir Game Master ya da D&D’deki haliyle bir Dungeon Master oluyor. Sizin, oyuncular olarak, yönettiğiniz karakterler dışındaki her şeyden Game Master dediğimiz kişi sorumlu oluyor. Yine de belirtmekte fayda var: Bir Game Master’ın olmadığı FRP’ler oynamak dahi mümkün. Bu yazıda FRP oyuncusu olmak üzerinde daha çok duracağım, iş bir oyunu yönetmeye geldiğinde diyecek şeylerimiz epey bir artıyor çünkü. Ona da ayrı bir yazı gelir diye düşünüyorum.
Genelde olay tabii ki rol yapmak ve buna göre bir araya toplanıp bir hikayeyi paylaşmak. Burada Game Master’ın rolü büyük oluyor. İçerisine gireceğiniz büyük evreni hazırlamaktan genelde o sorumlu oluyor. İster hazır bir evrende oynayın (Orta Dünya, Unutulmuş Diyarlar, Star Wars vb.) isterse kendi evreninizi yaratmış olun iyi bir Game Master, oyun tecrübenizi doğrudan etkiliyor. Her şeyin güzel gittiğini, kaliteli bir evrende, kaliteli bir Game Master’ın yönetiminde oyun oynadığınızı varsayalım. Bu oyunda neler olmalı? İyi bir oyun size neler katar?
FRP’nin, hangi sistemde oynuyor olursanız olun ortak tek bir kuralı vardır: Herkesin eğlenmesi. Bana kalırsa FRP kazanılacak bir oyun değildir. Bunu unutmadan oynamak gerekir. Kimileri adam dövmeyi, kimileri uzun uzun evrenin lore’unu öğrenmeyi, kimileri de barlarda, tavernalarda insanlarla (ya da belki ejderhalarla, orası bizi ilgilendirmez) flörtleşip en sonunda onları yatağa atmayı istiyor olabilir; önemli olan kazanmak değil, bir hikayeyi yaşamaktır. Bossları kesmek ve dünyayı kurtarmak (ya da belki yok etmek) karakterinizin amacı olabilir ancak oyuncu olarak sizin amacınız hep birlikte eğlenmek olmalıdır. Kendi eğlenceniz için başkalarının eğlencesini baltalamak hem oyununuza hem de oynadığınız hikayeye ciddi zarar verir.
Herkes eğlenmeye karar verdiği zaman ve oyuncular kendini oyuna verdiğinde ortaya çıkacak iş inanın sizi bile şaşırtabilir. Beraber paylaştığınız bir hikayede oyuncuların kararlarının, yaptıkları şeylerin dünyaya ve hikayeye olan etkisini görebilmek epey keyifli. Neticede bir romanın bir ya da iki yazarı oluyor genelde, FRP’de ise komple tüm grup olarak bir hikaye yazıyor oluyorsunuz. Bu çok ayrı bir deneyim.

Beni yanlış anlamayın, bundan keyif almak için çok iyi ses değiştirmenize ya da Morgan Freeman gibi harika rol yapmanıza gerek yok. Oyuna kendini vermek demek, çok iyi rol yapıyor olmak hiç değil. Zaten yarattığınız ya da seçtiğiniz karaktere büründüğünüzde, onun gibi şeyler yapıp söylediğinizde ve hissettiğinizde, iyi rol yaptığınızı fark edeceksiniz. Neticede her şey doğaçlama içeriyor ve gerçekten tek ihtiyacınız olan şey doğal ve hevesli olmak. O zaman harika şeyler ortaya çıkıyor. Kimse sizden bir oscar performansı ya da bir seslendirme sanatçısının yeteneğini beklemiyor. Tabii rol yapma yeteneğiniz varsa bunun faydası olacağını da söylemek lazım.
Kural anlatmayacağım dedim ama şu noktadan da bahsetmeden geçemeyeceğim çünkü eğlenceyi feci şekilde bozduğunu ve sizi oyundan uzaklaştırdığını düşündüğüm bir diğer nokta, yani meta gaming dediğimiz olay: Oyunu oyun olarak ele alıp oynamak. Basit bir örnekle açıklamak lazım: Star Wars evreninde oynadığınızı ve hala Darth Vader’ın yaşadığı bir dönemdeki İmparatorluk’a hizmet eden basit bir asker ya da ajan olduğunuzu varsayalım. Darth Vader’ın Anakin olduğunu karakterinizin bilme olasılığı neredeyse hiç yok. Eğer siz kalkıp oyunda Luke Skywalker‘ı gördüğünüzde, “Anakin de senin pedermiş bak, haberin olsun.” derseniz bu meta gaming olur. Elbette meta yapmak sadece bunu içermiyor. Misal çok önemli bir dövüşün ortasında, rol içinde ifade etmenizin mümkünatı olmayan şeyleri rol dışında söylemek sizi oyunun yakaladığı atmosferden uzaklaştırabilir. “Abi 15 canım kaldı ama benden sonra sıra İblis’te ve bana şimdi can basarsan ölürüm, o yüzden sonraki tur bas.” gibi şeyleri söylemek buna örnek olarak verilebilir. Bundan olabildiğince kaçınmak gerektiğini düşünüyorum.
Size bir kural dikte ettiğim yok, sadece benim tecrübelerim bu. Meta gaming gerçekten can sıkabiliyor ve eğlenmeyi baltalayabiliyor. Oyunun atmosferini yakalamak bana daha mantıklı geliyor. Yine de, bana kalırsa oyunun eğlencesini artıracağını düşündüğünüz yerlerde Game Master ile önden istişare ederek yapılacak bir meta oldukça faydalı ve eğlenceli olabilir. Örnek vermek gerekirse aranızda acemi bir oyuncu varsa onun oyuna ısınması için bazı küçük hataları yapmadan uyarabilir ya da dövüş esnasında rol dışı olarak ona karakteri hakkında taktikler verebilirsiniz. Hatta işi abartıp bossla yatmayı düşündüğünüzü önceden söyleyip eğlenebilirsiniz bile, neden olmasın? Yukarıda da dediğim gibi, amacımız kazanmak veya karşımızdakini kaybettirmek değil, ekipçe eğlenmek.

Verdiğim diğer örneklerle de bağlantılı olarak önemli olduğunu düşündüğüm bir nokta daha var: Kurallar önemsizdir. Eğer tüm masanın istediği bir şey yapmak niyetindeyseniz unutmayın ki bu oyun sizin eğlenmeniz için var. Kural kitapları öyle demiyor olsa bile öyle yapmakta sakınca olmadığına herkes hemfikirse yapın gitsin. Temel nokta gerçekten iletişim kurmakta yatıyor: Kurallarda bir şey için zar atılması gerekiyor ama tüm masa yapılan işe hayran mı kaldı? Zar atmadan olayın gerçekleştiğini kabul edebilirsiniz. Bir oyuncu asla iyi kalpli olamayacağı söylenen bir şeytanı iyi tarafa çekmeye mi çalışıyor? Neden olmasın? Tamamen masanızın keyfine ve nasıl eğlenceli olacağına kalmış. Bunun bir oyun olduğunu ve eğlenmek için orada bulunduğunuzu unutmayın yeter.
FRP hayal gücünüzü geliştirebilecek, harika hikayeler ortaya çıkarabileceğiniz ve bana kalırsa da arkadaşlarla yapılabilecek en eğlenceli aktivitelerden biri. İster fantastik isterse bilim kurgu sevin, ister vampirler ilginizi çeksin isterse hayaletler, ister pat-küt adam dövmek isteyin isterse saatlerce tanrı-imparatorlarla felsefe konuşmak; bunların hepsini yapabilmenize imkan tanıyan bir oyun FRP. İleride de daha detaylı yazılar yazmak niyetinde olduğum, hatta kendi evrenimi de size anlatmak istediğim bir konu bu. O yüzden sizin de yorumlarınızı merak ediyorum. FRP sizce nasıl bir şey?