Injustice dediğimde aklınıza hem çizgi roman hem de oyun geliyor olabilir. Ben de bu yazımda asıl bahsedeceğim çizgi romana geçmeden önce, 2013 yılında çıkıp büyük bir beğeni kazanan Injustice: Gods Among Us’dan biraz bahsetmek istiyorum. Aslında bakarsanız çıkalı neredeyse dokuz yıl olmasına rağmen hala zaman zaman bu oyun tekrardan gündeme geliyor– Belki siz de görmüşsünüzdür. Ben de aynı bu şekilde geçenlerde yeniden görmüşken bu oyunun beş yıl öncesini ele alan çizgi roman serisinden bahsetmek istedim.

Oyundan bahsedeceğimi söylemiştim, şimdi biraz oyunu yorumlayalım. Öncelikle indirimde bulunursa kaçırılmaması gereken bir oyun olduğunu düşünüyorum. Neden diye sorarsanız oynanış şekli olsun hikâyenin gidişatı olsun size tam anlamıyla harika bir oyun deneyimi sunuyor. Bu oyunda 2021 yılında tuhaf gelebilecek tek konu grafikleri olabilir. Özellikle günümüzde çıkan oyunların grafiklerine alışınca bu oyunun grafiklerine alışması biraz zaman alabiliyor. Fakat mevcut ekonomide uygun fiyatlı bulabileceğiniz bu oyunu daha da pahalılaşmadan almanızı öneririm. Hele ki DC ile ilgiliyseniz arkanıza yaslanıp mükemmel bir hikâyenin tadını çıkarabilirsiniz. Derseniz ki ben sadece hikayesini merak ediyorum o zaman da sadece hikâye bazında izleyebileceğiniz kanallar mevcut.

Biz de bir bakalım Batman ve Superman arasında kızışan bu savaşta neler oluyor? Kimler hangi tarafa geçiyor? Kimler ölüyor, kimler öldürülüyor?
Beşinci ve son yıl… Batman ve Superman arasındaki savaşta herkes tarafını seçmiş… Her iki tarafta kötüleri taraflarına katıyor… Her ikisi de güç uğruna, birbirlerini yenmek uğruna her şeyi yapmayı göze almış durumda… Hırs her iki tarafın da gözünü bürümüş durumda…
İLK YILLAR
Bizim kahraman Superman’imiz var ya, hani her şeye göğüs geren, her ne olursa olsun iyilerin yanında olup kötülere karşı savaş veren şu meşhur Superman. Ama durun! Bu çizgi romanda öyle bir kahraman göremeyeceksiniz. Bu çizgi romanda göreceğiniz kişi bir kahramandan ziyade acımasız bir Tiran.

Superman’in her şeyden çok sevdiği sevgilisi Lois Lane ve karnındaki çocuğu, Joker tarafından bir atom bombasıyla öldürülür. Joker’i biliyorsunuz… Batman’in ezeli düşmanı. Zeki olsa da bir o kadar ruh hastası bir psikopat…

Bu olaydan sonra Superman çıldırır ve Joker’i öldürür. Batman ise dehşetle Superman’in bu halini izler. O, ilk kez birini öldürmüştür. Tüm bu olanlardan sonra sevgili kahramanımız mental olarak kendini kaybetmeye başladığını açıkça gösterir. Dünyadaki insanları korumanın gereksiz olduğuna karar vererek onları yönetmeyi kendine amaç edinir. Böylelikle kendi egemenliğinde bir totaliter rejim kurmaya çalışır. Ve tabii ki ona; sessiz, sakin Gotham’ın Kara Şövalyesi, Batman karşı çıkar. Uzun sürecek savaş da böylelikle başlamış olur.
Superman yerini sağlamlaştırırken bu sırada Batman ise bir direniş ekibi kurar. İçen kişiye süper güçler verecek yeşil hapları çalar, böylelikle Superman’in tarafıyla bir miktar da olsa eşit bir şekilde savaşabilecektir. Bu olaylardan sonraki ilk dört yıl bütün Justice League üyeleri taraflarını seçer. Aynı zamanda sevgili kahramanlarımız taraflarına kötüleri de katar. Sadece bu üyelerle de kalmıyor tabii ki çünkü olaylar artık evrensel bir boyuta taşınmış ve işler sarpa sarmıştır.
TANRILAR SAVAŞI…

Tabii ki savaş tanrısı Ares her iki tarafı da yönlendirmeye çalışır. Batman ise Zeus ve Hera’nın insanların arasına inmesini ve Superman’in dünyayı terk etmesini sağlamalarını ister. Hera, Hippolyta ile bir anlaşma yapar. Bu anlaşmadan faydalanarak Amazonların, Superman’in karşısında olmalarını sağlar. Wonder Woman arada kalmıştır ve olayın teke tek dövüş ile çözülmesini ister. Fakat dövüş, Sinestro’nun Wonder Woman’a saldırmasıyla bozulur.
Bu durum Yunan tanrılarının da dövüşe katılmalarını sağlamıştır. Tüm dinleri yasaklayarak dünyanın hükmünün kendilerinde olduğunu ilan ederler. Superman ise bu sırada Poseidon’u kendi safına katmıştır. Poseidon, Amazon kenti Themyscira’yı yok etmekle tehdit edince savaşa Aquaman ve Mera da katılmış olur. Bu sırada ise Ares’in Darkseid ile çalıştığı öğrenilir ve Superman, Darkseid ile savaşmak için Apokolips’e gider. Böylelikle Dünya savunmasız kalmıştır.
Dünya hükümetlerinin temsilcileri bir nükleer silah geliştirmiştir ve bu silahı, esasında tanrıları yok etmek amacı ile Themyscira üzerinde kullanırlar. Lakin Nükleer silahı Apokolips’ten dönen Superman ve Wonder Woman durdurmuştur. Superman Dünya hükümetlerinin kendisine sırt çevirip arkasından böyle bir şey yaptığını öğrenince tüm yetkilerini elinden alır. Ve böylelikle Dünya’nın tek yöneticisi olur.
Batman, All-Father’ı araya girmesi için ikna eder ve böylelikle tanrılar savaşı sona erer. Tüm tanrılar, teker teker Dünya’dan çekilirler.
BEŞİNCİ YIL
Son yıllara geldiğimizde artık herkes tarafını seçmiştir. Fakat bazıları hala sorgulamaktadır, mesela Catwoman gibi. Catwoman direnişçilerden ayrılır ve bir kez daha suç işlemeye başlar. Rejim kısmında ise Wonder Woman ve Flash gibi kahramanlar Superman’i sorgulamaya başlar. Fakat Catwoman kadar cesaretli davranıp pozisyonlarından ayrılmazlar. Çünkü Superman artık çok korkutucu bir liderdir. Ona karşı gelen herkesi öldürür. Wonder Woman’in durumu ise farklıdır. O, Superman’i seviyordur.
Bu savaşın bitmesini isteyen Catwoman, Superman’a Batman’ın sığınağının yerini söyleyebileceğini söyler. Fakat tek şartı Batman’a bir şey olmamasıdır. Çok fazla kan dökülmüştür ve artık bunun bitmesini ister.

Batman, önceden olası bir durumda Superman’i etkisiz hale getirebilecek Kriptonit bazlı bir silah yapmıştır. Fakat bu silaha ulaşabilmesi için Wonder Woman, Green Lantern, Green Arrow ve Aquaman’in DNA’larına ihtiyacı vardır. Hatta bu olay oyunda daha detaylı açıklanıyor. Bunun için farklı bir evrendeki kahramanları getirmeye ve Joker’in bombası patlamadan önce hepsini kendi evrenine çekmeye çalışır. Tam bu sırada Superman sığınağı basar ve bu makineye zarar verir. Fakat buna rağmen Batman kendini Joker’in yanında bulur…
SONUÇ OLARAK
Bundan sonra ne mi oldu? Onu da oyunlardan öğrenmek gerekecek. Başka bir yazımda belki oyunun hikayesinin nasıl son bulduğunu detaylı detaylı yazarım. Fakat burada dikkat çekmek istediğim sadece çizgi roman serisiydi. Bir oyundan ilham alınarak üretilen bir çizgi romanın ne kadar mükemmel olabileceği ile ilgili bir yazı yazmak istemiştim. Tabii biraz spoiler dolu oldu fakat siz de bilirsiniz ki burada yazılanları okumak ile çizgi romanın içine girerek yaşamak çok başka oluyor. Zira böylesine korkutucu, diktatör, her önüne geleni öldüren bir Superman hayal etmek kimimiz için zor olabilir. Eğer ki diktatör Superman’i merak ediyorsanız oyunu bile oynamanız yetecektir. Fakat ben hikâyeyi tümü ile merak ediyorum derseniz çizgi romanları şiddetle tavsiye ediyorum. Hatta başta neyin ne olduğunu çok anlayamasanız da sadece Beşinci Yıl’ı da okumanız yeterli olacaktır. Çünkü çizgi roman, başta sizi açıklayıcı bir özetle karşılıyor. Kısacası, hikayesinde kaybolacağınız panel geçişlerinde ise gözlerinizin bayram edeceği bir seriye hazır olun!
Yazıyı sona erdirirken çizgi romanlarda rejimin kendi içinde yaşadığı ufak tartışma sonrası diktatör Superman’imizin söylediği cümleyi gündeme getirmek isterim:
“Bunu kendinize saklayın. Size daha önce de söyledim… Bu bir Demokrasi değil”.