Onlarca sızıntı, teori ve arşa çıkan beklentilerden sonra Jon Watts’ın Spider-Man üçlemesinin son filmi nihayet sinemalara geldi. Önceki filmin ağzımda bıraktığı acı tattan sonra bu filmin tamamen fan service üzerine kurulu olacağını, eski filmlerden oyuncuları görmenin nostaljisini kullanıp film olarak çok zayıf kalacağını düşünüyordum. Ve büyük bir mutlulukla söyleyebilirim ki, No Way Home beklediğimin aksine gayet sağlam bir film olmuş. Bu filmden neredeyse her şey sızdı, sızmayan kısımları da tadıyla izleyebilmeniz için filme derinlemesine girmeden önce filmden spoilersız bir bahsetmek istiyorum.
Bu film, kendisinden önceki iki filme göre çok daha ciddi bir tonda başlıyor ve o tonla da devam ediyor. Özellikle ilk yarının bazı yerlerindeki zorlama espriler dışında, film benim beklediğimden daha karanlık ve ciddi bir tona sahipti. Herkesin ve her şeyin Peter’a karşı olduğu, hareketlerinin ciddi bir yaptırımının olduğu bir evrende, tüm bu zorluklarla başa çıkmaya çalışmasını izlemek çok keyifliydi. Karakterler ise bu filmde gayet güzel bir şekilde işlenseler de bazılarının üzerinde yeterince durulduğunu düşünmüyorum, bazı karakterler ise üçlemenin genelinde zayıfça işlendiği için bu filmdeki bazı anların hissettirebileceğinden daha zayıf hissettirmesine neden olmuş. Senaryonun genel olarak bazı yerlerinde mantık hataları olsa da filmin yazarlığı ve özellikle karakterleri benim için geçer not aldı. Asla The Rise Of Skywalker’da olduğu gibi fan service’in altını doldurmak için tembelce yazılmış bir senaryo izlediğimi hissetmedim.

Film teknik açıdan da kendisinden önceki iki filmin fersah fersah ötesinde. Sadece üçleme içindekini geçtim, bir Spider-Man filminde gördüğüm en iyi sinematografiye sahip, ki bunda Avatar ve Schindler’s List filmlerinin de görüntü yönetmenliğini yapan Mauro Fiore’nin payı çok büyük. Ses tasarımı, oyunculuklar, müzikler, her şey olabileceğinin en iyisiydi. Müzikleri ayrıca övmek istiyorum, besteci Michael Giacchino hem önceki filmlerdeki motiflerini, hem eski karakterlerin temalarını hem de bu film için yazdığı yeni motifleri mükemmel bir şekilde harmanlamış. Oyunculuklardan ise parlayan yıldız kesinlikle Willem Dafoe olmuş, adam olduğu her sahnede adeta parlıyor. Jump cut tekniğinin aşırı kullanıldığı bir sahne ve sonlara doğru biraz sırıtan efektler dışında filmin teknik yönleriyle hiçbir sıkıntım yok.
Spoiler vermeden özetleyecek olursak şöyle söyleyebiliriz ki No Way Home kesinlikle MCU Spider-Man üçlemesinin en iyi filmi. Fan service ağırlıklı bir film olmasına rağmen kendi ayakları üzerinde durabilen bir film olmayı da başarıyor. 2017 yılından beri ilk defa MCU Spider-Man’in hikayesi nasıl devam edecek diye heyecanla bekliyorum.
İNCELEMENİN SPOILER KISMINA GEÇİYORUZ, FİLMİ İZLEMEDEN BURALARI OKUMAYIN

Şunu söylemeden başlamak olmaz sanırım, TOBEY MAGUIRE VE ANDREW GARFIELD GERİ DÖNDÜ! Hiçbir pazarlama materyalinde görünmemelerinin doğru bir karar olduğunu düşünüyorum çünkü yaklaşık yedi sene sonra Andrew’u, on üç sene sonrasında da Tobey’i yeniden görüşümüzün bir fragmanda değil de sinema perdesinde olması mükemmel bir deneyimdi, sinema salonunda o an herkesin alkışlamaya başlaması hayatım boyunca unutmayacağım şeylerden biri (Ben de bayağı alkış tutmuş olabilirim). Tobey ve Andrew’un sadece son yarım saatte görünmesi bence doğru bir karar olmuş çünkü her ne kadar onları gördüğümüze sevinsek de bu film hala Tom’un filmi, bu üçleme hala onun üçlemesi. Diğer iki Spider-Man’in Tom’u gölgede bırakmayacak bir şekilde filmde olmasını çok beğendim. Özellikle Andrew Garfield’ın Spider-Man’inin Gwen’in ölümüyle nasıl başa çıktığını, onu nasıl etkilediğini görmek çok hoşuma gitti.
Gelelim filmin senaryosunda sinirimi bozan yanlara. Üstte de yazdığım gibi, hikayede gözle görülür birkaç tane bariz mantık hatası var. Hafıza büyüsüyle diğer karakterlerin gelmesini filmde bir şekilde bağlamaya çalışmışlar ama hala büyünün niye diğerlerini ölümlerinden dakikalar önce çekerken Andrew ve Tobey’i kendi evrenlerindeki günümüz zamanından çektiğini ya da kötü adamlar iyileştirildikten sonra evrenlerine döndüklerinde tam olarak hangi zaman dilimine döndüklerini açıklamıyor. Ayrıca bütün bu hafıza büyüsü sadece MCU Spider-Man’e ufağından bir reboot atmak için bir kılıfmış gibi gelmiyor değil, filmi sadece sonraki üçlemede daha temiz bir başlangıç yapmak için yazmışlar gibi hissettim bazen. Ama memnun muyum, memnunum. Çünkü MCU içindeki Spider-Man ile ilgili bütün sorunlarımı çözdü, ve üstüne üstlük “Bir şekilde Doc Ock döndü” gibisinden bir şey yazmak yerine gerçekten açıklamaya çalışmışlar.

Bu filmden ziyade üçlemenin kendisinde sinirimi bozan başka bir şey de May Parker karakteri oldu. May karakteri, üçleme boyunca olması gereken şekildeydi ama tam beklediğimiz May Parker karakterizasyonunu gördüğümüzde karakter ölüyor. Filmin sonunda mezarının başında “Onun yardım ettiği insanlar mirasını yaşatacak” dediklerinde bunu hiç hissedemedim çünkü üçleme boyunca bu film dışında May’in bu yardımsever tavrını hiç göremedik gibi hissediyorum. İlk filmde Peter’a karşı bir anne figürü olarak gösterildiğinde karakterini beğenmiştim ama ikinci film Far From Home’da Happy Hogan ile flörtleşmediği yalnızca iki sahnesi olması lazım. Üçleme boyunca karakterini çok kullanamadıkları için bu an vuruculuğunun birazını kaybetti ama May’in öldüğü sahnede ağlamadım dersem yalan olur.
Peki MCU içinde Spider-Man’i gelecekte neler bekliyor? Bu filmin sonunda tüm evren Peter’ın kim olduğunu unutuyor, ve Peter’ı çulsuz bir şekilde New York’ta bir apartmana taşınmış bir şekilde görüyoruz. Filmin son sahnesinde ise kendisinin diktiği ve çizgi romanlardaki kostüme en yakın olan yeni kostümüyle bir acil durum çağrısına yanıt vermeye gidiyor ve film, burada bitiyor. MCU’da şu ana kadar izlediğimiz Spider-Man üçlemesinin kocaman bir origin hikayesi olduğu ve asıl Spider-Man’i buradan itibaren izlemeye başlayacağımız sinyalini veriyor. Bir yandan bu noktaya gelmemiz üç film sürdü diye sinirlenirken öte yandan bu yolculuğun tamamını izlemiş olmak sondaki bu anı çok daha iyi kılıyor. Gelecekte göreceğimiz hikayeler için heyecanlıyım.

No Way Home en iyi Spider-Man filmi mi? Kesinlikle değil. Ama özünde Spider-Man karakterini anlayan, geçmişteki iterasyonlarına aşk mektubu niyetinde bir film. Tüm kusurlarına rağmen No Way Home iyi yazılmış, oynanmış ve yönetilmiş bir film. Hem bir film olarak, hem de bir Spider-Man filmi olarak çok beğendim. Kaçırmayın derim.
Biterken çalıyordu: Arachnoverture – Michael Giacchino