Mae govannen yıldızsızlar! Amazon’un Lord of the Rings dizisi yaklaşırken ve Tolkien Legendarium külliyatı ülkede zaman geçtikçe ünlenirken eminim ki kitaplara ve evrene merak saranlar olmuştur. Önceki yazılarımızda evrenin nispeten derinliklerine inmeye çalışmış olsak da işin başında ne yapılması gerektiğini pek konuşmadık. O yüzden evrenin büyük bir meraklısı ve Tolkien hayranı olarak Tolkien Legendarium kitaplarına nasıl başlarız, nereden başlamak lazım onun hakkında bir şeyler karalamak istiyorum.
Yayınlanmış pek çok kitap var. Hem İngilizce hem Türkçe pek çok şekilde erişebiliyorsunuz. Biraz kurcalarsanız sahaflarda ve İnternet sitelerinde Rusçalarına, Almancalarına dahi rastlamak çok zor değil. Öncelikle hangi kitap neden önemli, ne zaman yazıldı, ne anlatıyor gibi şeyleri konuşarak yeni başlayanlar için birkaç okuma sırası önereceğim.
The Hobbit

1937’de basılan ilk Tolkien Legendarium kitabı. Bilbo Baggins’in evine gelen cücelerle ve Gandalf’la beraber ejderha Smaug’un elindeki cüce topraklarını geri alma yolculuğuna çıkışını anlatıyor. Burada Bilbo Baggins, Gollum adlı bir yaratıktan kendisini görünmez yapan bir yüzük alıyor ve cüceler Battle of Five Armies isimli savaş sonrasında vatanlarını geri almayı başarıyorlar. Daha çok bir masal kitabı gibi görebileceğimiz Hobbit serinin bana kalırsa en önemsiz kitaplarından olsa da epey seveni ve basımı var. Yine de çekilen üç filmi yokmuş gibi davranıyoruz.
Hobbit ilk okuduğumda tatlı bir huşu oluşturmuştu bende. Yine de masalsı tarzı ve Tolkien’in henüz bir evren kurma aşamasında olduğunu atlamamak gerekiyor kitabı okurken. O kadar destansı bir kitap beklemeyin. Bu kitabın Altıkırkbeş ve İthaki çevirileri bulunmaktadır. Genelde bulması çok zor bir kitap değil.
Lord of the Rings

Metis Yayınları’nın Yüzüklerin Efendisi ismiye çevirdiği bu kitap bir üçleme olarak yayınlansa da Tolkien için tek bir kitap. 1954-1955 senesinde üç cildi Frodo Baggins’in, Bilbo’dan kalan yüzüğünün aslında dünyayı kasıp kavuran karanlıklar efendisi Sauron’un hepsine hükmetmesi için dövdüğü Tek Yüzük olduğunu öğreniyoruz. Kötülüğün tekrar hakim olmasını engellemek için de küçük bir kahraman büyük bir yolculuğa çıkarak bu Yüzük’ü yok etmek üzere Mordor’a, Tek Yüzük’ün dövüldüğü yere doğru yol alıyor. Yüzük sadece yapıldığı yerde yok edilebilir!
En ünlü ve en çok dikkat çeken yapım bu. Filmlerini oscara boğmuşlardı 2000’lerin başında. Kitapları hala sürekli basılıyor, satılıyor, okunuyor. Fantastik edebiyatın direklerinden biri halindeki Lord of the Rings, Tolkien Legendarium’u için de vazgeçilmez bir noktada duruyor ve evrenin Üçüncü Çağı’nda geçen en büyük olaylardan birini ince ince işliyor. Kralı olmayan Gondor’un kralına kavuşmasını, Rohan’ın zamanında verilen sözü tutmasını, büyük bir kudret ve bilgeliğe sahip Saruman’ın velilik yerine deliliği seçişini ve en önemlisi de Frodo Baggins’in bu kadar büyük şerre karşı müstesna bir mukavemet göstermesini okuyoruz. Tolkien Legendarium bu kadar ünlüyse bu kitabın başarısı inanılmaz önemli.
Silmarillion

The Hobbit ve Lord of the Rings kitapları Tolkien yaşarken basılmıştı. 1973’te kaybettiğimiz yazarın oğlu Christopher Tolkien babasının yarım kalan işlerini, notlarını vb. toplayarak birleştirdi ve oluşturduğu evrenin karanlıkta kalan başlangıç, Birinci Çağ, İkinci Çağ gibi gizemlerine ışık tutmak adına 1977 senesinde Silmarillion’ı yayınlandı. Yayınlanmış Silmarillion içerisinde dört temel hikaye barındırıyor diyebiliriz: Ainulindalë, Quenta Silmarillion, Akallabeth ve Güç Yüzüklerine Dair. Ainulindalë Ainur’in Müziği demek ve evrenin yaratılışı hakkında bilgi veriyor. Quenta Silmarillion, Birinci Çağ’ın öncesinden başlayan silmarillerin, ilk büyük kötülük Morgoth’un ve Ñoldor’un hikayesini anlatıyor. Akallabeth, insanların ilk büyük krallığı Numenor’un hikayesini ve sona erişini anlatırken Güç Yüzüklerine Dair de Üçüncü Çağ’ın hikayesini daha özet şeklinde bizlere sunuyor. Kitabın en önemli noktasının Quenta Silmarillion olduğunu söylemek çok da yanlış olmaz. Tolkien Legendarium bir kalbe sahipse kuşkusuz ki o kalp Silmarillion’da atıyor.
Bu hikaye Tolkien Legendarium denince akla gelen her şeyin temelidir. Evrenin kurulduğu ve genişletildiği hikaye olduğunu söylemek yanlış olmaz. Her şey bu kitapla birlikte anlam kazanır.
Unfinished Tales of Numenor and Middle-earth

Bitmemiş Öyküler ismiyle çevrilerek İthaki tarafından basılan bu kitap içinde pek çok farklı öykü barındırıyor ve özellikle Numenor hakkında eşsiz hikayeler sunuyor. Galadriel hakkında pek çok farklı versiyon ve Hurin’in Çocukları’nın hikayesinin Silmarillion’dakine kıyasla daha uzun bir halini görüyoruz. Epey kalın ve okunması güç bir kitap olsa da evrenin meraklıları için 1980’de çıkan bu kitap Rohan’ın kuruluşu ve Gondor vekilharçları hakkında da önemli bilgiler veriyor. Tolkien Legendarium hakkında daha derinlere dalmak isteyeceklerin ilk başvuracakları noktalardan biri.
The History of Middle-earth

Bu seri aslında akademik bir çalışmadır demek yanlış olmaz. Christopher Tolkien babasının notlarıyla Silmarillion kitabını oluşturmuş olsa da çok fazla oturtamadığı, eksik kalan ve eski not bulunuyordu elinde. The History of Middle-earth serisi de evrenin ilk taslaklarını, çıkartılan yerlerini, Tolkien’in kararsızlık yaşadığı yerleri, kehanetleri, basılmış Silmarillion’da değişen yerleri ve sonraki bulgularını paylaşıyor. Bu seri “Çevrilmemiş On İki Cilt” olarak da biliniyor. İlk iki kitabı olan The Book of Lost Tales Part One ve The Book of Lost Tales Part Two ülkemizde Kayıp Öyküler 1 ve 2 olarak Altıkırkbeş tarafından çevrilmişti, ancak yeni basımı olmadığı için bulması biraz zor ve çevirisi de epey kötü. Bu kitaplar fazlaca yeni bilgi öğrenmek mümkün ancak akademik olduklarını unutmamak gerek. Roman gibi sarmasını beklemek biraz yanlış olabilir. Yine de evrenin meraklısı iseniz tam bir cevher.
Tolkien Legendarium bu on iki kitapla birlikte derinlik ve boyut kazanıyor. Evrenin bazı önemli detayları ve eksik kalmış bilgiler burada paylaşılıyor. Elbette Tolkien Legendarium yazarı tarafından tam manasıyla nokta konulmuş bir eser değil. Glorfindel’in kaderi konusunda bile Tolkien’in kararsızlıklar yaşadığını bu kitaptan öğreniyoruz.
Children of Hurin – Beren & Lúthien – Fall of Gondolin

Christopher Tolkien’in “Üç Büyük Hikaye” olarak adlandırdığı bu kitaplar 2007, 2017 ve 2018 senelerinde çıktı. Hepsi Quenta Silmarillion’da anlatılan hikayeler olsa da bu kitaplar geniş hallerini ve duruma göre farklı versiyonlarını da bir araya topluyor.
Şimdi gelelim bu kitaplara girişmek için nasıl bir sıra istediğinizi keşfetmeye. Yukarıda yazdığım sırayla kitapları okursanız basım sırasında okumuş oluyorsunuz. 1937’den 2018’e kadar ne basıldıysa elinizden geçmiş oluyor. Bu sağlıklı bir yöntem olarak görülebilir. The Hobbit dili hafif ve masalsı bir eser olduğundan okuması oldukça kolaydır. Bu sebeple evrene başlamak için iyi bir yoldur. Lord of the Rings ile Tolkien macerasına devam edebilir ve Silmarillion ile büyük bir ip sarkıtıp geniş bir kuyuya inebilirsiniz. Silmarillion’nda sonrası biraz “külliyat” kısmına giriyor ve evreni gerçekten çok seviyorsanız tavsiye ediyorum. Silmarillion çok fazla isim, karakter ve olay içerdiğinden ötürü biraz yorucu bir kitap olabiliyor.
Diğer önerebileceğim sıra ise daha farklı. Burada evrenin başından neler olduğunu anlamak için okuyorsunuz:
- Silmarillion
- The Hobbit
- The Lord of the Rings
Bu sırayla okursanız daha kronolojik bir sıra elde etmiş oluyorsunuz. Bu üçlüyü bitirmeden diğer kitaplara girilmesini pek önermiyorum.